Gayrimenkul Hukuku, Arsa, ev, apartman ve daire gibi taşınmazları konu alan ve medeni hukuk kapsamında yer alan hukuk dalıdır. Gayrimenkul hukuku, alım satım ve diğer işlemlerde meydana gelen anlaşmazlıkları çözmeyi amaçlar. Ayrıca emlak işlerindeki kuralları belirleyerek, sektörün düzenli ve sorunsuz çalışmasını sağlar.

Taşınmazlar üzerinde en çok gerçekleştirilen işlem alım-satım ve kiralama işlemleridir. Alım-satım işlemlerinde de tapular önemli bir yere sahiptir. Tapu işlemlerinden kaynaklanan sorunlar, gayrimenkul hukuku kapsamında değerlendirilir.

Gayrimenkul hukuku mevzuatı gereği; alım-satım ve kiralama işlemlerinde belirli kurallar geçerlidir. Bu kuralların ihlali de gayrimenkul hukuku kapsamındadır.

İşyeri, ev, alışveriş merkezi içerisinde bulunan alanlar, kira sözleşmelerine tabidir. Kira sözleşmelerinde ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların giderilmesinde, hukuk kuralları geçerlidir.

Yabancı kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmesi konusu, gayrimenkul hukukunun en önemli konularındandır. Bu konuda yeni çıkan yasada, geniş düzenlemelere gidilmiştir.

Kira artırma, kiracı tahliyesi ve kira bedellerinin tespit edilmesi de kanun çerçevesinde belirli kurallara tabidir. Mesela ev sahibi, kanunda öngörülen oranlarda kira artışı yapabilir. Bu oranların üzerinde artış yaptığı takdirde, kanuni yaptırımla karşılaşacaktır.

İrtifak hakkı ve geçit hakkı davaları da, gayrimenkul hukuku kapsamındadır.

Ortaklığın giderilmesi, yolsuz tescil işlemlerinin düzeltilmesi ve müdahalenin men’i davaları da aynı kapsamda değerlendirilir.

Taşınmazla ilgili sorun ortaya çıktığında, sorunun çözümü için taraflar anlaşmaya çalışır. Herhangi bir nedenden dolayı, anlaşma sağlanamazsa hukuk yollarına başvurulur.

İki şekilde yasal yollara başvuruda bulunulabilir. Bunlardan birisi bireysel olarak kişilerin mahkemeye başvurmasıdır. Ancak yeni çıkan yasaya göre dava yolunu seçmeden önce zorunlu arabulucu hizmeti almak gerekiyor.

Arabulucu hizmeti, gayrimenkul avukatı aracılığıyla sağlanabiliyor. Eğer arabulucu hizmetinde taraflar anlaşmazsa, dava yoluyla anlaşmazlıklar giderilebilir.

İkinci yol ise gayrimenkul hukuku alanında uzman avukat yardımıyla, önce arabulucu yoluna başvurmak, daha sonra dava açmak olacaktır.

Eğer ilk derece mahkemelerinden sonuç alınamazsa, istinaf ve Yargıtay yollarına da başvurulabilir.

Aşağıdaki kanunlar, taşınmaz hukukunun temel dayanaklarını oluşturur:

1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,
2. Medeni kanun,
3. İmar kanunu,
4. Kadastro kanunu,
5. Vergi kanunlarındaki bazı maddeler,
6. Orman kanunu,
7. Borçlar kanununda yer alan kira sözleşmesi hükümleri,
8. Kat mülkiyeti kanunu,
9. İskan kanunu,
10. Tapu kanunu,
11. Kamulaştırma kanunu,
12. Gecekondu kanunu,
13. Taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüzlerin önlenmesine dair kanun,
14. Kooperatifler kanunu ve
15. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun.

Gayrimenkul hukuku ile ilgili olan tapu kanunu hakkında, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2644&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=3 bağlantısından detaylı bilgi alabilirsiniz.

Tapu kaydının hukuksuz bir biçimde kaydının yapılması durumunda, tapu iptal ya da tapu tescil davaları açıyoruz. Anlaşmazlıkların giderilmesinde iç hukuk yolları tükenmişse, davanızı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyoruz.

Ev hukuku kapsamında, istihkak davası açıyoruz ve süreci sonuna kadar takip ediyoruz. İstihkak davaları, gayrimenkulü haksız biçimde işgal eden kişilere karşı açılır. Hukukta geniş bir uygulama alanına sahiptir. Hatta medeni kanunda ve bazı özel hukuk alanlarında tanımlanmış ve belirlenmiştir.

Ülkemizde en sık görülen davalardan birisi de kamulaştırma davalarıdır. Devletin birçok durumda kişilere ait olan özel mülkiyetleri satın alması söz konusudur. Devlete bağlı olan kamu kuruluşları, kamu adına yapacakları işlerde, işle bağlantılı olan taşınmazlara el koyarlar ve ücretini, taşınmaz sahibine öderler. Ancak devletin ödediği bedel, taşınmazın gerçek rayiç bedelinden düşüktür. Kamulaştırma davaları da bu yüzden açılır. Taşınmaz sahibinin gerçek bedeli yani hakkın tam olarak alması için açılır. Karabağ Hukuk Bürosu olarak, kamulaştırma davalarınızı detaylı bir şekilde ele alıyoruz.

Türk Borçlar Kanununun 343-344-345-346 maddeleri hükümlerine göre, kira artış oranları belirlenir. Kanunda belirtilen oranlardan daha fazla kira artışı belirlenmesi durumunda, kiracı olan kişiler dava açma hakkına sahiptirler.

Kira bedelini yapılan sözleşme hükümlerine göre süresinde ödemeyen kiracılar hakkında dava açıyoruz. Gerektiği durumlarda Borçlar Kanununun 260. Maddesi uyarınca tahliye davaları da açabiliyoruz.

İzale-i şüyu davaları, ortaklığın giderilmesi için açılır. Bir taşınmaz üzerinde birden fazla kişinin hakkı ya da hissesi vardır. Hisse sahibi olanlardan bazıları, hisselerini satmak isteyebilirler. Ancak bedel üzerinde anlaşılamaz. Bu gibi durumlarda hisse sahibi ya da sahipleri mahkemeye başvurur ve hisse bedellerini mahkemenin tayin etmesini isterler.

Yukarıda sıraladığımız davaların yanı sıra, müvekkillerimize danışmanlık hizmeti de sağlıyoruz.

Hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi edinmek için, https://www.huseyinkarabag.av.tr/ adresini ziyaret edebilir, iletişim kanallarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.